reklam

Aramak İstediğiniz kelimeyi girin ve "ara" butonuna tıklatın...

2 Aralık 2010 Perşembe

Yaklaşan Vizeler... (:

Nefesini hissetmeye başladım vizelerin, ensemde. Üç dört gün bir şey kaldı şunun şurasında. Sınav stresi midir, korkusu mudur, heyecanı mıdır her ne ise ondan da yapmadım esasında. Ancak bugün öyle bir hal geldi ki bana, klavyeyi okşamak lazım geldi, parmaklarımla. Zira çok zor oldu bilgisayar başına geçip bir şeyler yazmak.
Kendimi bildim bileli öğrenciyim ben. İlk önce yarım dönemlik anaokulu maceram, sonra nasıl geçtiği bilinmez ilköğretim, o sekiz yılın sonunda 2002 Dünya Kupasına rakip lise giriş sınavları- LGS, özel okullar sınavı ve finalde penaltılarla kaybettiğim askeri okullar sınavı-; arkasından, hayatı tanımakla - gerçekçi olmak gerekirse, hatalarla- geçen dört yıllık süper lise, arada dershaneler, okul kursları, peder beyin işi gereği tayin olup şehir değiştirmeler, yeni yerlere insanlara alışmaya çalışmalar... Ve tabii ki hemen her Türk gencinin baş düşmanı, benim ise 3 saat 15 dakikalık - Kanaryamın galatasarayı misali - ezeli rakibim, ebedi dostum ÖSS. Son durak ise - umarım artık bu son olur -Beyazıt'ta hukuk fakültesi.
17 sene olmuş neredeyse. Ama hiç zorlanmadım ben buraya kadar. Ne zaman gerekiyorsa o zaman ders çalıştım ve çok da güzel çalıştım. Bi taraflarımı sandalyeye koyar, kafamı kitaba gömer saatlerce yerimden kıpırdamadığımı bilirim. Ama az önce de dediğim gibi bugün bir hal geldi bana, bir türlü oturamadım masanın başına.
Daha fazla çalışmak niyetiyle derse girmedim, yurda gelince bir az uzanayım istedim, sonra oyun- Metal Slug- oynadım, arkasından bir az internette dolaştım, yapacak bir şey kalmayınca bir kaç dakika masaüstüne sağ tıklayıp 'yenile' ye bastım; baktım olmuyor Sultanahmet'e çıktım, bir az yürüdüm, hava alıp yurda döndüm. Yemek yedim, tavla oynadım. Nihayetinde - ders çalışmaya karar verdiğimin 7 buçuk saat sonrası - oturabildim medeni usul kitabının başına; ancak yine gerektiği kadar çalışamadım...
Bir derdim sıkıntı mı var, yok. Yapmak istediğim bir şey mi var, yok. Ya da gitmek istediğim bir yer, görmek istediğim biri? Hiç biri yok. Bu nasıl bir ruh hali ise yapmak istediğim hiç bir şey yok. Arada bana da uğrar esasen, herkes gibi, ders çalışmak istememek ya da isteyip de çalışamamak. Ama bu böyle bir ruh hali değil, anladığım kadarıyla. Zira ilk kez karşılaşıyorum kendisiyle.
Tam olarak nasıl biri kestiremedim, gerçi ben çabuk tanıyamam insanları, ancak ilk intiba sonucu rahatlıkla söyleyebilirim ki hiç sevmedim ben bu zat-ı meçhulü. Mümkünse gitsin bir an önce, nereden geldiyse oraya ya da herhangi bir yere, benden uzak dursun da...
Alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

WebLeby OnLine Süreniz..